Ata Tohumu Nedir?
yedi degirmen

Ata Tohumu Nedir? sorusunun belki de ilk aklımıza getireceği şey yaşatmaya çalıştığımız tohumların artık yaşamayan atalarımızın adını taşıyor olması. Bir zamanlar çeyizlere koyulacak kadar önemsenen aile yadigarı tohumlara atadan kalma anlamında atalık tohum ya da ata tohumu demek bugün artık tohumun korunmuş, nesilden nesile aktarılmış olmasını anlatmıyor sadece.

Yediklerimizin doğallığını sorgulamaktan yorulduğumuz bu çağda, her ata tohumuna; zamanda yolculuk yapan eski bir atamız gibi saygı ve hürmet göstermemiz gerektiğini de anlatıyor. Çünkü nesiller boyunca atalarımızla birlikte olmuş, onların emeklerine, fedakarlıklarına, anılarına, umutlarına, türkülerine, dualarına şahit olmuşlar. Onların bilgeliği, sabrı, becerileri ve ileri görüşlülüğü ile bugünlere ulaşmışlar. Geçmişimizin, geleneğimizin, tarihimizin, kimliğimizin, kültürümüzün bir parçası her biri.

Bu nedenle atalarımızdan gelen bu mühürlü mektuplara, ata tohumlarımıza özen göstermenin hepimizin sorumluluğu olduğunu artık çok iyi anlamamız gerekiyor.

Ata Tohumu Nedir, Ata Tohumu, Yedi Değirmen, yerli tohum, atalık tohum

Ata Tohumun Özellikleri Nelerdir?

Yerli tohum, yerel tohum ya da atalık tohum da denen ata tohumu (Ancestor seed / Heirloom seeds), nesilden nesile aktarılan, laboratuvar ortamında genetiğiyle oynanmamış (genlerine müdahale edilmemiş, DNA dizilimi genetik olarak değiştirilmemiş), doğallığı korunmuş, atalarımızın geçmişte kullandığı ve bugünlere ulaştırdığı tohumlara denir.

Ata tohumları uzun yıllar boyu ekilerek iklime ve toprağa adapte olmuş doğal seleksiyonla en verimli, en dayanıklı hallerine ulaşmışlardır. Uzmanlar bir tohumun ata tohumu olarak kabul edilmesi için ne kadar eski olması gerektiği konusunda hemfikir değildir ama en az 50 yıllık olması gerektiği görüşü yaygındır.

Pek çok ülkede olduğu gibi Anadolu’da da yüzyıllardır kullanılan ata tohumları genelde iyi performans gösterdikleri belirli bir coğrafi bölge ile ilişkilendirilir, Amasya elması, Taşköprü sarımsağı gibi).

Birçok kültürde kutsal kabul edilen ata tohumları aile yadigârı olarak nesiller arası aktarılmaları ve sonraki yıl ekmek için saklamaya uygun tohumlar üretmeleri ile ünlüdür. Bu tohumlar her zaman türüne sadık olarak büyür, zaman içinde tohumun özellikleri korunmuş şekildedir yani elde ettiğiniz domates, dedenizin anneannesinin yetiştirdiği domatesle aynı görünüm, tat ve kokuya sahiptir.

Ata Tohumu Neden Önemlidir?

Geleneksel tohumlar, yoğun tarım ilaçları ve gen mühendisliği uygulamaları gibi modern tarım yöntemlerini gerektirmeyecek kadar dayanıklı olabilmektedir. Bu nedenle, ata tohumlarıyla yapılan geleneksellikten uzaklaşmamış tarım uygulamaları, biyoçeşitliliğin korunması ve sürdürülebilirlik açısından büyük fırsatlar sunar.

Yüzyıllar boyunca ekilen ata tohumları yetiştikleri coğrafyaya özgü sıcaklık, rüzgar, nem ve toprağa dair koşullara uyum sağlayarak o yörenin ekolojik bilgisini depolamış ve önemli adaptasyon süreçlerinden geçmişlerdir. Böylelikle bölgelere özgü türler oluşturmuşlar, tarım zararlılarına karşı direnç kazanmışlar, zirai ilaç ve pestisit kullanımını gerektirmeyerek toprağın, ekosistemin korunmasını sağlamışlardır. Bu nedenle ata tohumunu korumak demek, bu mucizevi tohumların hafızalarına aldığı adaptasyon yeteneklerini de korumak demektir.

Ata tohumlarının yetiştirilmesi, sadece sağlıklı ürünlerle beslenmek açısından değil yarınlar için çevremizi korumaya yönelik bir çaba olduğu için de değerlidir. Hastalıklara karşı direnç veya yüksek verim gibi güçlenmiş özelliklerinin sonraki nesillere aktarılması hem öngörülemeyen mahsul kayıpları nedeniyle olası gıda kıtlığına karşı önlem almayı sağlar, hem de her tohum türü genetik olarak bir diğerinden farklı olduğu için biyoçeşitliliğin ve nadir türlerin yok olmaktan korunmasına yardımcı olur.

Ata tohumlarıyla genetik çeşitliliğin korunması, mahsul kıtlığına karşı bir sigorta poliçesi görevi görür; çünkü yerel koşullara uyarlanmış bu bitkilerin kriz zamanlarında veya aşırı hava olaylarında bile gelişme olasılığı daha yüksektir. Aynı zamanda bugün artık kolay bulunmayan besleyici gıda çeşitlerine erişimi sağladığı için de ata tohumu çok önemlidir.

Ata tohumlarının tarımda kullanımı, çiftçilerin yerel ekonomiye katkı sağlamaları açısından da önemlidir. Ayrıca, doğru yapıldığı takdirde, ata tohum kullanmak uygun maliyetlidir, her hasat sonunda birden fazla sezon boyunca yetecek kadar tohuma sahip olmayı sağladığından her seferinde sürekli yeni tohum satın almanıza gerek kalmaz. Bu avantaj sürdürülebilir tarımın dünya çapında canlı kalmasına ve gelişmesine yardımcı olmaktadır.

Ata tohumlarının önemi toplumu sağlıklı beslenme alışkanlıklarını teşvik etme açısından da büyüktür. Çok çeşitli besinsel ve tıbbi avantajlarının yanı sıra ata tohumları gelecek nesiller için sağlıklı gıdalara erişimi artırma potansiyeli sundukları için de önemlidir.

Kimyasal girdileri azaltan ve biyolojik çeşitliliğe saygı gösteren doğal yöntemler kullanarak toprakla bağlantı kurmamızı sağlayan ata tohumlarının tüm bu özelliklerini düşünmek için zaman ayırdığımızda, aslında neden bu kadar uzun süredir var olduklarını anlamak zor değildir.

Hibrit Tohum Nedir?

Genellikle F1 olarak adlandırılan ve 1930’larda hibrit mısır tohumunun piyasaya sürülmesiyle ticari olarak yaygın bir şekilde kullanılmaya başlanan hibrit tohumlar, iki bitki çeşidi arasında kontrollü çapraz tozlaşma ile oluşturulur. Hastalık direnci, sağlam büyüme, erken olgunluk, daha büyük çiçeklerin üretilmesi ve daha fazla canlılık gibi mahsulde istenen bir özellik için kasıtlı olarak oluşturulurlar. Bu, genetiği değiştirilmiş tohumlarla aynı durum değildir. Hibridizasyon rastgele çaprazlamalar yoluyla doğal olarak da gerçekleşebilir. İki bitki çeşidi arasında açık tozlaşma gerçekleştiğinde hibrit tohum oluşur. Yüzyıl kadar önceden bazı bahçıvanlar ve çiftçiler, istedikleri özelliklere sahip yeni nesil bitkiler yetiştirmek için bu yöntemi kullanmışlardır. Zamanla hibrit tohumlar daha büyük ölçekli tarım için popüler hale gelmiştir.

Hibrit tohumdan yetiştirilen bitkiler genellikle yüksek verimlidir, ancak tohum genetik olarak dengesiz, değişken olur, meyve veya çiçek üretmeyebilir. Hibrit bir bitki sebze üretecektir, ancak bu sebzelerdeki tohumlar tipik olarak aynı sebzeyi üretmeyecektir. Yani ata tohumlarının aksine, hibrit tohumlar bir sonraki nesilde türüne sadık olarak büyümez. Melez bitkinin içinde yetişen tohumları saklamaya ve gelecek yıl ekmeye çalışırsanız, yetişen ürünler sizi şaşırtabilir. Çünkü hibrit bir mahsulden üretilen tohumlar öngörülemezdir. Geldikleri hibrit bitki gibi davranmak yerine, hibritin ebeveyn bitkilerinden veya çok uzak atalarından gelen rastgele bir özelliğe sahip olabilirler. Tekrar ekildiklerinde farklı çeşitlerde daha düşük kaliteli bitkiler elde edilebilir, hatta tohumlar hiç büyümeyebilir. Bu nedenle, aynı bitkiyi tekrar yetiştirmek için her yıl hibriti oluşturan şirketten tohum satın almanız gerekir.

Hibrit tohumlar genetiği değiştirilmiş / GDO’lu tohum kategorisine girmez bu nedenle organik sertifikalı olabilirler.

GDO’lu TohumHibrid TohumAta Tohumu
GDO’lu tohumlar benzer özelliklere sahip sadece bir nesil ürün üretebilir.Hibrit tohumlar benzer genetik özellikleri nesilden nesile aktarma yeteneğine sahip değildir.Ata tohumları her nesilde aynı genetik özelliklerini korur.
GDO’lu tohumlar laboratuvarda üretilir ve bazılarında tohumun genetik yapısına böcek ilaçları eklenmiştir.Hibrit tohumlar, istenen özellikleri elde etmek için benzer bitkinin iki çeşidinin çapraz tozlaştırılmasıyla üretilir.Ata tohumları kuşlar, arılar ve rüzgar tarafından gerçekleştirilen açık tozlaşma ile oluşur.
GDO’lu tohumlar sonraki ekim için saklanamaz.Tıpkı GDO’lu tohumlar gibi, hibrit tohumlar da hasattan sonra saklanamaz.Ata tohumlar tekrar ekmek için saklanabilir.
GDO’lu tohumlar tat ve aromalar söz konusu olduğunda çok iyi olmayabilir.Hibrit tohumlar, ata tohumlarına kıyasla tat, lezzet ve besin değeri açısından üstün değildir.Ata tohumları bağışıklık sistemini destekleyen gıdalar yetiştirmemizi sağlar.
   
Tüm ata tohumları açık tozlaşan tohumlardır ama tüm açık tozlaşan bitkiler (ör: hibritler) ata tohumu değildir. Açık tozlaşma, genetik olarak daha çeşitli bir gen havuzu yaratır ve bu da bitkilerin yerel yetiştirme koşullarına yavaşça uyum sağlamasına olanak tanır.

GDO’lu Tohum Nedir?

GDO’lu tohumlar (GMO Seeds / Genetically Modified Organism Seeds), başka bir bitkiden alınan genlerin tohumlara enjekte edilmesiyle, yani gen modifikasyonu yoluyla laboratuvarlarda oluşturulur. Bir genin eklenmesi, silinmesi, mutasyona uğratılması, çıkarılması ya da bir genin çoğaltılmasıyla elde edilebilen gdo’lu tohumlar; haşere direnci ve kuru hava koşullarına karşı dayanıklılık gibi arzu edilen özellikler için geliştirilir. Bugün, ticari olarak yetiştirilen mısır, soya fasulyesi, kanola, papaya, pamuk, yonca, şeker pancarı, kabak ve pirinç gdo’lu olma ihtimali yüksek olan gıdalar arasındadır.

GDO’lu tohum oluşturulması doğal bir süreç değildir ancak normal görünebilen bitkiler ortaya çıkarır. GDO’lu tohumlar ile yetiştirilen gıdalar görsellikleri ve aromaları açısından çekici olabilmelerine rağmen laboratuvar ortamında oluşturuldukları için doğallığını kaybettiklerinden besin değerleri düşüktür, hatta sağlık sorunlarına sebep oldukları düşünülmektedir.

GDO’lu tohumlar toprağı işlemeyi azaltma, pestisitlere karşı dirençli olma, kuraklığa dayanabilme, benzerlerinden hızlı büyüme gibi artılara sahip olabilse de toksisite ve sağlık endişeleri, tarladaki yabani otların direnç kazanması, gdo’lu bitkinin özellikleri ile etkileşimlerden kaynaklanan ekosistem değişiklikleri gibi nedenler yüzünden tartışma yaratmaktadır.

Ata Tohumu ve Hibrit Tohumu Arasındaki Farklar Nelerdir?

Pandemi topraktan, tohumdan, doğal yaşamdan derinden koptuğumuzu ve beslenme dahil pek çok alışkanlığımız hakkında yeteri kadar bilinçli olmadığımızı açıkça ortaya koymuş, bağışıklık sistemimizi güçlü tutmaya dair beslenme eğilimlerini artırmıştı. Ata tohumları bağışıklık sistemini destekleyen gıdalar yetiştirmemizi sağladıklar ve bu, ata tohumları ile hibrit ve gdo’lu tohumlar arasındaki farklar arasında en çok altı çizilmesi gereken noktadır.

Ata Tohumu ve Hibrit Tohumu Arasındaki Farklar Nelerdir,

 

Ata tohumları doğurganlığını kaybetmemiş tohumlardır. Sürdürülebilir tarım için bu çok önemlidir. Tek tip hibrit tohumların aksine bölgesel bitki çeşitliliğinin korunmasını sağladığından da ata tohumlarını kullanmak avantajlıdır.

Atalık tohum yetiştirmek modern hibritlere göre daha az enerji ve daha az kaynak gerektirir. Çünkü ata tohumları yüzyıllar boyunca evrim geçirerek çevrelerine uyum sağlamışlardır, sıcaklara daha dayanıklı, kuraklığa susuzluğa karşı daha toleranslıdırlar. Kırılgan hibrit türlerle karşılaştırıldığında ata tohumları genellikle çok az ek müdahaleye ihtiyaç duyarlar, bu da daha az su kullanımı ve gübre ya da pestisit gibi daha az kimyasal katkı anlamına gelir ki böylelikle sağlıklı bir ekosistemin sürdürülmesi için çok önemli bileşenler olan toprak ve havanın yüksek seviyelerde kirlenmesi önlenmiş olur.

Ata tohumu bir domatesi ısırdığınızda yoğun lezzeti ve kokusu nedeniyle nesillerdir bu tohumları neden saklandığını anlamış olursunuz. Hibrit bitkilerin tatları ata tohumları kadar iyi değildir, üretimi pahalıdır, bir sonraki yıl yenisini almak gerektiğinden tohumunun kurtarılamaz, saklanmaz olması büyük dezavantajdır. Ata tohumları yıllar boyunca saklanabilir ve yüksek verim üretebilir.

Ata tohumu tüm meyve ve sebzelerin mevsiminde yetiştirilmeleri ve tüketilmeleri gerekir. Ata tohumları ile mevsim dışı sebze ve meyve yetiştirilmesinden verim alınamaz. Atalık bir domatesi kış mevsiminde yemek mümkün değildir.

Hibritler ıslah ve elle tozlaştırma yoluyla manipüle edilirken, GDO’lu tohumlar genetik mühendisliği yoluyla modifikasyon gerektirir. Her iki durumda da ana bitki daha iyi sonuçlar elde etmek ve belirli streslere karşı direnç göstermek için insan müdahalesi yoluyla değiştirilmiştir.

Hibrit tohumlar, açık tozlaşabildikleri gibi genellikle iki ebeveyn bitkinin en iyi özelliklerini elde etmek için özel olarak oluşturulur. Ata tohumları da açık tozlaşabilir ama hibrit tohumların aksine ana bitkinin özelliklerinin çoğuna sahip bitkiler üretirler. Açık tozlaşan tohumlar (open pollinated / OP), aslında tozlaşmak için herhangi bir insan müdahalesine ihtiyaç duymayan tohumlardır, çünkü doğa bunu kendiliğinden arı, rüzgar veya böceklerle yapar.

Ayrıca ata tohumları uzun yıllar boyu yetiştirildikleri için çiftçiler açısından tecrübe ve bilgi aktarımına elverişli olduklarından büyüme alışkanlıkları ve verim gibi nihai mahsule dair özellikleri tahmin etmek, öngörüde bulunmak kolaylaşır. Ancak daha büyük meyve boyutu, hastalıklara dayanıklılık, yüksek verim ve hızlı büyüme gibi özellikleri olabilse de yukarıda da bahsedildiği üzere hibrit bir mahsulden üretilen tohumlar sonraki yıl kullanıldığında mahsulün özellikleri öngörülemez, ürünler hibrit tohum oluşturulurken tozlaşmada kullanılan ana bitkilere sadık olarak yetişmez.

Ata Tohumunda Nelere Dikkat Etmek Gerekir?

Ata tohumları ekildikten sonra, nitelikli ve kaliteli tohum verimi artıracağından, ürün en olgun halini aldığında tohumluk olarak seçilen bir kısmı bir sonraki yıl kullanılmak üzere ayrılır. Bu noktada dikkat edilmesi gereken tohumların orijinal halini korumak, ısı, nem ve zararlılardan etkilenmeyecek şekilde doğru şekilde uygun depolama koşullarında muhafaza edilmelerini sağlamaktır.

Maksimum kaliteyi ve çimlenme kabiliyetlerini korumak için tohumları doğrudan güneş ışığı almayan hava geçirmez kaplarda saklamak önerilir. Fazla nemi emmesi ve küf oluşumunu önlemesi için silika jel paketleri eklemek gibi önlemler de alınabilir. Ayrıca, tohum ekme dönemi geldiğinde hangi pakette hangi tohum türü olduğunu hatırlamak ve tohum çeşitlerini karıştırmamak için tohum kutusu veya paketlerinin üzerine isimlerini tarihle birlikte etiketlemek önemlidir.

ata tohumu, yedi değirmen, atalık tohum, yerli tohum,

 

Sağlıklı büyümeleri ve maksimum verim sağlamaları için uygun sulama şekline dikkat etmek, kazık ya da kafes gibi destek yöntemlerini kullanarak bitkileri güçlü rüzgarlardan korumaya çalışmak, böcek veya hastalık sorunlarıyla karşılaşılırsa ürünlerin genetiğine zarar verebilecek kimyasal çözümler yerine, haşereleri uzaklaştıran refakatçi bitkileri dikmek veya ev yapımı sabun spreyleri gibi organik önlemleri kullanmak gibi detaylara ata tohumlarını ektikten sonra dikkat edilmelidir.

Ayrıca, toprakta farklı derinliklerde kök sistemi oluşması yoluyla toprağın çalışmasının sağlayan, topraktaki hastalıkları önlemeye yardımcı olan ve toprak yorgunluğunu giderip verimlilik seviyesini koruyan ekim münavebesi ya da ekim nöbeti denen ürün rotasyonu gibi etkili geleneksel uygulamaları da unutmamak gerekir.

Ata tohumu bitkileri yetiştirirken karşılaşılan potansiyel zorluklar ve riskleri en aza indirmek için bu kıymetli yadigarların, ata tohumlarının kendine özgü taleplerini anlamamız da önemlidir. Bunun için yetiştiricilerin, çiftçilerin büyüme döngüsü boyunca sabırlı olmaları sulama, seyreltme, çapalama, budama gibi gereken yeterli ilgi ve bakımı zamanında sağlamaları gerekmektedir.

Atalık tohumlarının başarılı bir şekilde yetiştirilmesi için bilgi ve özveri kilit bileşenlerdir. Genetik çeşitlilik gıda güvenliği ve sürdürülebilirlik açısından önem arz etseler de ata tohumlarının her ortamda gelişmeyeceğini bilmek gerekir, belirli iklimler veya toprak türleri belirli tohum çeşitleri için daha uygun olabilmektedir.

Ata Tohumun Sağlık Üzerindeki Etkileri

Hatırlayın çocukluğumuzda, Anadolu’da uzun yıllar hastalanmadan yaşayan büyüklerimize dayanıklılıklarını vurgulamak için “sen eski topraksın” denirdi, çünkü atalarımızın bakkalı topraktı. Ama bugün monokültür (bir seferde tek bir tür yetiştirme), genetik modifikasyon ve pestisitler dünya genelinde beslenme alışkanlıklarını ciddi şekilde etkilemekte. Market zincirleri ve kapılarımıza paket servisi getiren uygulamalar arasında yediklerimizin tohumunu, yetiştirilirken kullanılan zirai ilaçları düşünmeyi unutuyor ya da kontrol edemeyeceğimizi düşünüp umursamamaya başlıyoruz.

Ata Tohumun Sağlık Üzerindeki Etkileri, Yedi Değirmen

 

Oysa savaşlara, göçlere, yanlış tarım politikalarına rağmen yüzyıllarca hayatta kalmayı başaran ata tohumlarına sahip çıkamayacak kadar bilinçsiz beslenmeyi benimsemek gerçek tarım için çok kıymetli gelenekleri sürdürememenin en önemli sonuçlarındandır.

Tarihçiler, antropologlar ve arkeologların çalışmaları çağlar boyu sömürgeciliklerde görülen en belirgin savaş taktiklerinden birinin gıdayı kontrol etmek olduğunu göstermektedir. Ata tohumunu korumak sadece kültürel bir koruma hareketi değildir. Ata tohumları vitamin ve mineral açısından zengin, besin değerleri yüksek gıdaları yetiştirmemiz için gereklidir. Örneğin bugün %92’si genetik olarak değiştirilmiş olan mısır sadece hayvan yemi olarak değil yüksek fruktozlu mısır şurubu olarak da çoğu işlenmiş üründe karşımıza çıkmaktadır. Oysa glutensiz, düşük şekerli ve genetiği değiştirilmemiş ata tohumu mısırlar daha tatlı olan ticari mısırın aksine, çok daha besleyicidir.

Atalık tohumlarla üretilen besinler herhangi bir hormon ya da koruyucu kimyasal içermediklerinde vücut direncini artırır, sadece besleyici değillerdir, dünyanın dört bir yanındaki birçok kültür, ata tohumu bitki ve ot çeşitlerini soğuk algınlığından sindirim sorunlarını hafifletmeye kadar birçok tıbbi amaç için de kullanmaktadır. Çünkü ata tohumları genel sağlığı iyileştirebilecek temel vitaminler, mineraller, lif ve antioksidanlarla doludurlar, fiziksel sağlık üzerinde uzun vadeli olumlu etkilere sahiptir. Örneğin, bazı ata tohumu çeşitleri, yutulduğunda anti-enflamatuar veya antioksidan faydalar içeren fito-besinler denen bileşikler içerir.

Öte yandan ata tohumları orijinal besin içerikleriyle, kalp hastalığı ve diyabet gibi çok sayıda hastalık riskinin azalmasıyla ilişkili temel vitamin ve mineralleri sağlarlar.

Ne yersen o’sun sıradan bir slogan değildir, unutulmamalıdır ki modern ürün çeşitleri daha uzun raf ömrüne sahip olabilir veya zorlu hava koşullarına daha iyi dayanabilir ama hibridizasyon nedeniyle besleyici, bağışıklığı destekleyici özelliklerden yoksun gıdalardır.

Günümüzün hızlı dünyasında nakliye depolama ve market koşullarında uzun süre dayanıklı olması beklenen meyve ve sebzeler için hibrit tohumların ticari olarak avantaj getiren bir seçenek olduğu barizdir ancak haftalarca çürümeden bozulmadan raflarda ya da buzdolaplarımızda kalan bir gıdanın doğal sürecinden uzaklaşmış olduğu üzücü bir gerçektir.

Ata tohumlarına olan ilginin yeniden canlanması beslenmeyi baltalayan sağlıksız gıdaların yol açtığı bağırsak, kalp, şeker gibi hastalıkların sonucunda tam olarak ne tükettiğimizi bilme eğiliminden, sağlıklı bilinçli beslenme eğiliminden kaynaklanmaktadır. Ata tohumları ile yetişen ürünler hibritlerden daha fazla antioksidan, vitamin ve mineral içerir, bazı çalışmalar ata tohumu gıdaların daha yüksek lif konsantrasyonları nedeniyle bağırsak sağlığı için faydalarını öne sürmektedir.

Bu konuda daha fazla detaya ulaşmak için Ata Tohumunun Sağlık Üzerindeki Etkileri adlı yazımıza göz atabilirsiniz.

Atalık Tohumun Korunması ve Yetiştirilmesi

Tarıma dayalı kırsal ekonomilerin birçok ülkede zayıflaması, belirli bölgelere özgü çok sayıda yerel tohum çeşidini tehlikeye atmıştır.

Çeşitli ülkelerde son yıllarda tohum bekçileri, tohum koruyucuları, tohum kütüphanesi gibi adlarla görülmeye başlanan ata tohumlarının korunması ve geniş çapta kullanılmasına yönelik girişimlerinin altında, ata tohumuna sadakatin çocuklarımıza torunlarımıza bırakabileceğimiz çok kıymetli bir miras olduğu düşüncesi yatmaktadır.

Bugün ata tohumlarının sadece yaşlıların bez çıkınlarında değil bir çok ülkede kamu kurumlarının, tohum bankalarının, üniversitelerin, tohum koleksiyonerlerinin kasalarında yer alması, ata tohumunun hak ettiği değeri görmeye başladığının göstergesidir.

Ancak çoğu ülkede müzeler, tohum depoları ve kâr amacı güden tohum şirketleri de dahil olmak üzere birçok kurum, yalnızca tohumları koruma ilkesini ön plana almakta, tohumların ne sıklıkta yetiştirileceği, tohum biyoçeşitliliğinin nasıl korunacağı gibi konular üzerinde nadiren durmaktadır.

Oysa ata tohumlarının korunması ve paylaşılmasına ek olarak geleneksel tarım yöntemleri ve ideal yetiştirme koşulları da çiftçilere, tohum yetiştiricilerine aktarılmalıdır.

Ayrıca bazı kurumlar ve dernekler ata tohumlarını izole edilmiş halde bazen on yıllarca depolarda tutma eğilimindedir ve çoğaltmak amacıyla ektiklerinde ata tohumlarını genelde dar arazilerde yetiştirirler. Bunlar tohumların refahına, kalitesine zarar veren eğilimlerdir.

Sanayileşmiş tarım yoluyla tohumların ticarileştirildiği, melezleştirildiği günümüzde, tohumların kimyasallara pestisitlere maruz kalarak yetiştirilmesinin gelenek haline gelmesi önlenmeli, yerli tohum üreticilerine, yerel yönetimlerin ve devletin desteği artırılmalı, coğrafi işaretli ürünlerin korunması öncelenmelidir. Modern tarım uygulamaları üzerinde yeniden düşünülmeli, tarımla, tohumla, toprakla ilişkimizi yeniden kurmamızı sağlayacak yenilikçi sürdürülebilir stratejiler, yerel üretimi güçlendirecek projeler gelenekten kopmadan geliştirilmelidir.

Tohum projelerinin ülke genelinde, dünya genelinde olduğu gibi yeniden canlandığını görsek de herkes üzerine düşeni yapmalıdır.

Genetik çeşitliliğin korunmasını göz önünde bulundurarak, mümkün olduğunca ata tohumu çeşitleri yetiştiren yerel çiftçilerin ürünlerini satın alarak onları desteklemeli, bu çalışkan insanların besleyici ürünler sunmaya devam edebilmelerini sağlamalıyız. Böylelikle ata tohumu çeşitlerin kullanılmasıyla tarım sistemlerimizi çeşitlendirerek sağlıklı toprağı koruyabilir ve uzun vadede çevreye zarar verdiği tespit edilen kimyasal girdilere olan bağımlılığı da azaltabiliriz.

Tüketiciler, çeşitliliği ve küçük ölçekli çiftçileri desteklemeyi düşünemeyecek kadar besin değeri düşük, hibrit tohumlarla ve kimyasallarla yetişmiş, ucuz gıdalara yönelmemeli, ne yediğini sorgulamalıdır. Yöneticiler, toplumun her seviyesinde toprakla yeniden etkileşime geçmenin yollarına dair uygulamalar üzerine düşünmelidir.

Gerçek gıda, gerçek tarım ve gerçek tohumlar; kolektif iyileşme aracı olarak görülmeli, gerçek tohumlarla ilişkimizi koparan tarım uygulamalarından hızla vazgeçilmelidir. Sağlıklı beslenme ve sürdürülebilir tarım uygulamaları teşvik edilmelidir.

Beslenme alışkanlıklarımız dahil gün geçtikçe yozlaşan değerler görmezden gelinmemeli, ata tohumu ile yetişen ilaçsız gıdaları yaşamımıza dahil etmek kültürel iyileşmenin başlangıcı olarak görülmelidir. Ata tohumlarını aramak, korumak, paylaşmak, ilaçsız yetiştirmek kadar umut verici eğilimlerden biri olan annelerin, mutfaklarını sağlıklı gerçek gıdalarla doldurma çabaları küçümsenmemelidir.

Ata tohumları artık bugün olduğu gibi çoğunlukla bankalarda, dondurucularda değil, ait oldukları topraklarda ve günlük yaşamlarımızda kültürümüzün bir parçası olmalıdır.

TOHUM MİLLİ BİR MESELEDİR. Yedi Değirmen bildiğiniz üzere artık yalnızca yaşlılarımız tarafından hatırlanan kayıp tohum çeşitlerinin peşine yıllar öncesinden düşmüş, bulabildiklerini temiz topraklarda ilaçsız gübresiz çoğaltacak şekilde, ekonomik riskler alarak ve gerçekten çok çalışarak sahip çıkmıştır. Yedi Değirmen doğal afetler gibi nedenlerle geçim kaynakları genellikle risk altında olan küçük ölçekli çiftçilerin desteklenmesini de önemsemiştir.

Sevindirici olan dünya çapında ata tohumları kullanmanın potansiyel faydalarının gıda güvenliğini artırmanın ötesine geçmeye başladığını görmektir. Yerel tohum takasları ve atalık tohum ırklarını korumaya odaklanan girişimler toplumun her kesiminden insanların bir araya gelerek deneyimlerini paylaşmalarına ve biyoçeşitliliği korumanın önemini öğrenmelerine olanak tanımaktadır. Böylelikle insanlar farklı iklimlerde farklı bitkilerin nasıl yetiştirildiği gibi deneyimler hakkında bilgi edinebilmekte ve nesiller boyunca bu topraklarda ekim yapan çiftçiler tarafından paylaşılan hikayelerden ilham alabilmektedir.

Amerika’dan Avustralya’da pek çok küçük kasabada her yıl tohum günleri düzenlenmektedir. Ortak ilgi alanı doğal tarım ve gerçek tohum olan insanlar bu tür etkinliklerde bir araya gelmekte ve tohum takası yapmaktadır. Yetiştiriciler ve toprağın koruyucuları olarak köklerimize geri götüren bizi atalarımızın bilgeliğiyle buluşturan ve gelecek nesillere ilham veren bu tür faaliyetler sürekli değişen piyasa koşullarına rağmen ata tohumlarının erişilebilir kalmasını da sağlamaktadır. Gelir düzeyi veya coğrafi konumu ne olursa olsun herkesin besleyici gıdalara erişimine olanak tanıyan bu tür etkinlikler desteklenmelidir.

Kaynaklar

  • survivalseeds.com.au/blogs/heirloom-seed/unlock-the-health-benefits-of-heirloom-seeds
  • ancestorseeds.org/what-is-an-ancestor-seed
  • gardeningknowhow.com/edible/vegetables/vgen/gmo-vs-hybrid-vs-heirloom.htm#:~:text=Differences%20Between%20Hybrid%20and%20Heirloom,another%20of%20the%20same%20plant.
  • pbssocal.org/shows/the-migrant-kitchen/masiendas-shared-quest-to-save-mexicos-ancient-corn-heritage
  • survivalseeds.com.au/blogs/heirloom-seed/the-rich-history-and-importance-of-heirloom-seeds?srsltid=AfmBOorEaJQpn0XsPan-hz9johjA-hNvPMuIcM6Le_BlUgVvb7oEJ7_x
  • pbssocal.org/shows/tending-nature/reclaiming-restoring-and-preserving-indigenous-relationships
  • ekremoglu.com/blog/icerik/ata-tohumu-nedir
  • en.atiyelacin.com/ancestor-seed-distribution/#:~:text=Ancestor%20seed%2C%20also%20known%20as,ago%20without%20undergoing%20any%20treatment.
  • atatohum.karatay.bel.tr/#hakkinda
  • weseedchange.org/how-to-choose-seeds-for-your-garden-open-pollinated-heirloom-hybrid-and-more/
  • thespruce.com/types-of-seeds-to-plant-7964247
  • degirmencidede.com/blog/icerik/ata-tohum-nedir
  • sierraseeds.org/seed-rematriation/
  • pbssocal.org/shows/the-migrant-kitchen/seed-rematriation
  • montanahomesteader.com/heirloom-seeds-hybrids-and-more-whats-the-difference/
  • allthatgrows.in/blogs/posts/gmo-hybrid-organic-heirloom-seeds-difference
  • atatohumu.org/ata-tohumu-projemiz/
  • getmidas.com/blog/ata-tohumu-nedir/

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.